Şifa yolculuğunun her aşamasında, hareketin, çabanın ve arayışın durması gereken kutsal bir an vardır.
Ruhunun tek ihtiyacının sükûnet olduğu bir an… boşluk değil, kaçış değil, fakat enerjinin doğal ritmine geri dönüş.
Sessizlik, hayatın yokluğu değil, hayatın ta kendisidir.
Sessizlik; enerjinin yeniden düzenlendiği, sezgilerinin duyulur hale geldiği, sinir sisteminin kendi doğal uyumuna döndüğü alandır.
Gürültüyle dolu bir dünyada sessizlik, elimizdeki en güçlü spiritüel araçlardan biri ve en çok göz ardı edilenlerdendir.
Birçok kişi sessizliği durmak, donmak, geri çekilmek zanneder. Oysa gerçek sessizlik, tam bir farkındalığın, iç aleminle derin buluşma halidir.
Bugün birlikte o sessizliğe adım atıyoruz.
Sessizliğe girdiğinde:
- Zihnin geçmiş ya da geleceğe gitmeyi bırakır.
- Enerjinin dışarıya akışı durur.
- Duyguların karmaşadan düzen haline geçer.
- Ruhun nihayet konuşacak alan bulur.
Sessizlik, dünyanın gürültüsünden uzaklaştırır ve içsel gerçekleri yüzeye çıkarır.
Bu hal pasiflik değildir; bu hal, en derin enerji aktivasyonudur.
Sessizlik sesin yokluğu değil, enerji alanını temizleyen nazik bir titreşimdir.
Uzun süre sessizlikte kaldığında:
- Kalbinin ritmi yavaşlar
- Nefesin derinleşir
- Düşüncelerin önemini kaybeder
- Bedenin rahatlar
- Enerjin merkezine geri döner
Buna bilim, sinir sistemi düzenlenmesi der.
Ruhun ise buna: “Kendime geri dönüyorum” der.
Sessizlik, güce giden yolun ilk adımıdır.
Çünkü iç dünyan karışıksa, gerçek gücüne değil sadece hayatta kalma haline geçersin.
Sükûnet, önce merkezini temizler, sonra seni güçlendirir.
Neden Sessizlikten Korkarız
Birçok kişi sessizlikten sakınır çünkü sessizlik, seni kendinle yüz yüze bırakır.
Duyguların, bastırdıkların, görmek istemediklerin… hepsi sessizlikte görünür olur.
Fakat işin gerçeği:
Sessizlikte gördüğün şey, seni iyileştiren şeydir.
Sessizlik, şunları ortaya çıkarır:
- Enerjinin nerelerde tükendiğini
- Neleri fazlasıyla verdiğini
- Hangi ihtiyaçlarını görmezden geldiğini
- Hangi duyguların serbest kalmak istediğini
- Hangi sınırlarının güçlenmesi gerektiğini
Sessizlik bir aynadır… ve ruh, kendini gördüğü anda şifa başlar.
Her konuşma, her düşünce, her sorumluluk enerjinde bir iz bırakır. Sessizlik bu izleri temizler.
Emotional yoğunluk, geçmiş konuşmalar, kolektif gürültü bir bir dağılır. Dışarı saçılan enerji parçaların geri dönmeye başlar. Kendinle kaldıkça enerji alanın netleşir, berraklaşır.
Gürültü sezgiyi kapatır; sessizlik açar. Bu yüzden sessizlik her zaman güçlenmeden önce gelir.
Sükûnet için inzivaya gerek yok. Sadece niyet edilmiş anlara ihtiyacın var.
Sessiz Sabahlar
Telefona bakmadan önce 5 dakikalık sessizlik… Enerjini gün için dengeler.
Tepki Vermeden Önce Durmak
Mesaj, mail, tartışma… Bir anlık sessizlik, saatlerce sürecek enerji kaybını önler.
Karar Vermeden Önce Sessizlik
Emin değilsen, hiçbir şey yapma. Netlik sessizlikte yükselir, acelede değil. Gücünü gürültüden alamazsın. Gerçek güç, derin bir varoluş halinden yükselir.
Sessizlik:
- Sezgilerini açar
- Sınırlarını güçlendirir
- Duygusal sisi temizler
- Yüksek benliğinle bağlantı kurmanı sağlar
- Sinir sistemini sakinleştirir
- Enerji bağlarını çözer
Tüm spiritüel ustalık sessizlikle başlar. Çünkü güç, önce sessizlikte toplanır.
Enerjin net olduğunda sezgin güvenilir olur. Merkezin güçlü olduğunda kararların isabetli olur. İç sesin dünyanın sesinden yüksek olduğunda ise… hiçbir şey seni sarsamaz.
Şimdi gözlerini kapat.
Elini kalbine koy.
Sakince nefes al.
Ve kendine sor:
“Enerjim ne zaman dinlenmek istiyor?”
“Nerelerde kendimden fazla verdim?”
“Sessizlik bana hangi gerçeği gösteriyor?”
Sessizlik bir kaçış değil, kendine, merkezine, gücüne dönüştür.
Bugün kendinle birkaç dakika otur.
Ruhun konuşmak için bekliyor.
Onu duyduğunda… bambaşka bir güçle yükselirsin.